Kardeş Kıskançlığı Nasıl Yenilir ?
kardeş kıskançlığı nedenleri, yeni doğan kardeş kıskançlığı, 2,3, 4, 5, 6, 7, 8 yaş ve ergenlerde kardeş kıskançlığı, ne yapmalı, nasıl önlenir sorularınızı cevaplandıracağız.
Çocukları Yeni Doğan Kardeşine Alıştırmak
Çocukları yeni doğacak kardeşlerine hazırlamak önemlidir. Bu hazırlık çocuğun yaşına göre kitaplarla, resimlerle, oyuncak bebeklerle oynayarak ya da yalnızca beklenen olay hakkında konuşarak da yapılabilir. Çocuğunuz soru sorabilecek yaşta ise muhtemelen çok sayıda soru ile karşılaşacaksınız.
Bu sorulara doğrudan yanıtlar vermek gerekir. Çocuğa “oynayabileceği” bir kardeşi olacağı izlenimini vermemek gerekir. Bu yaklaşım, çocuk bebeğin ne kadar az şey yapabildiğini gördüğünde hayal kırıklığı yaşamasına yol açar. Anne babanın bunun yerine yeni doğan bebeğin son derece çaresiz olduğunu ve bakıma ihtiyaç duyduğunda anlatmaları gerekir.
Doğum ve Çocuğun soruları
Çocuğun soruları, bebeğin nereden geldiği ya da nasıl büyümeye başladığı gibi konulara gidebilir. Bu insan cinselliği ve üreme konularını konuşmak için mükemmel bir zaman olabilir. Ama çocuğun o sırada ihtiyaç duyduğundan ya da özümsemeye hazır olduğundan daha fazla bilgi vermemeye özen göstermek gerekir. Bebeğin doğumu yaklaştıkça muhtemelen çocuk, tam olarak neler olacağını bilmek isteyecektir: Bebek nasıl ve ne zaman dışarı çıkacak, annesi o sırada nerede olacak, kendisi nerede olacak, onunla kim ilgilenecek ve benzeri sorular. Bütün bunların defalarca açıklanması hatta belki canlandırılması gerekebilir.
Doğum her zaman birçok bilinmezi barındırır: bebeğin cinsiyeti, doğumun tarihi ve saati, acil bir sezaryen gerekip gerekmeyeceği. Çocuğunuza yalan yanlış bir şeyler anlatmaktansa durumun belirsizliğine ilişkin bilgi vermek daha doğrudur. Çocuğunuza kimsenin önceden bilemeyeceği bazı şeyler olduğunu anlatabilirsiniz.
Ailelere Tavsiyeler
Artık aileler, çocukların kardeşlerinin doğumunda bulunmasına izin veriyorlar. Çocuğunuzun doğumda bulunmasını planlıyorsanız ek hazırlıklar yapmanızı tavsiye ederim. Çocuğunuzun doğum sürecine ilişkin her şeyi, doğumun aşamalarını ve o sırada kendisinden ne beklendiğini tam olarak bilmesi gerekir. Ayrıca olası hayal kırıklıklarından kaçınmak için neler olacağı ve neler olabileceğine ilişkin de her türlü açıklama yapılmalıdır.
Kanamaları ve plasentanın çıkışını anlatmayı unutmayın. Çocuğun ne bekleyeceğini tam olarak anlayabilmesi için, doğum süreci canlandırılabilir. Doğum sırasında annesinin meşgul olacağı ve onun ihtiyaçlarına karşılık veremeyeceği, ona sarılamayacağı ya da onunla konuşamayabileceği konusunda çocuk önceden uyarılmalıdır. Çocuğu, annesinin alışık olmadığı sesler çıkarabileceği ve alışık olmadığı pozisyonlara girebileceği ama bunların hiçbirinin onun hasta olduğu anlamına gelmediği konusunda rahatlamak gerekir. Doğum boyunca tek işi çocukla ilgilenmek olan bir yetişkinin bulunmasını tavsiye ederim.
Bütün bu hazırlıklar tamamlandıktan sonra doğuma tanıklık etmek, çocuk için olağanüstü bir deneyim olabilir. Büyük çocuğunuzun doğumun bir parçası olmasına izin vermeniz, ona kardeşiyle ilk günden bağ kurma fırsatı verebilir. Doğum sırasında orada olan kişiler bebeğe orada olmayan kişilerden daha çok bağlanırlar. Olaya uygun bir şekilde hazırlanmışsa, kan görmek ya da annesinin acı çektiğine tanık olmak çocuğu korkutmayacaktır. Kültürümüz, çocukları doğum ya da ölüm gibi yoğun deneyimlerden koruma eğilimindedir, ama böyle yapmak için bir neden yoktur. Çocuklar bu tür olaylarla gayet iyi başa çıkabilirler, yeter ki yanlarında sorularına cevap verecek ve onlarla ilgilenip duygularını kabul edecek birileri olsun.
Çocuk Yeni Bebeğe Kin Tutuyorsa
Peki çocuk yeni bebeğe kinlenirse ne yapılabilir? Yıllarca evin tek çocuğu olan, ihtiyaç duyduğunda hem anneden hem babadan ilgi gören çocuğun bir bebeğin doğumuna alışması son derece zordur. Bu sanki erkeğin eşine “Tatlım seni çok seviyorum ama senin gibi bir eşim daha olsun istiyorum. Yakında onu eve getireceğim ve hepimiz mutlu-mesut yaşayacağız. Umarım yeni eşimi seversin. Sana arkadaşlık edebilir ve ikiniz birlikte eğlenceli şeyler yapabilirsiniz. Ne hissediyorsun?” demesine benzer.
Gerekli bütün hazırlıklar yapılmış, bütün önlemler alınmış olsa da yeni bebeğe karşı kin ve öfke duyguları en kabul edilmez biçimlerde, özellikle bebeğe ve anne-babaya karşı saldırganlık biçiminde ortaya çıkabilir. Çocuğun huzursuzluğunun diğer açığa çıkma biçimleri işbirliğine yanaşmamak, talepkar davranmak ve olduğundan daha çocuksu davranışlar sergilemektir. Yeni bebeğin doğumundan sonra büyük çocuk kendi kendine yemek yemeyi ve giyinmeyi reddedebilir ya da aylardır tuvalet kullanmasına rağmen yeniden altına yapmaya başlayabilir. Gece uyanmaları da artabilir. Bazıları o aşamayı geçse de yeniden meme ya da biberon emmek isteyebilir.
Çocuk bu huzursuzluk belirtilerini göstermeye başladığında, hem bakmaları gereken küçük bir bebekleri hem de “problemli davranışlar sergileyen çocukları” ile yani büyük çocuklarıyla hayat, anne-baba için dayanılmaz hale gelebilir. Çocuk zaten kendisini güvensiz ve endişeli hissettiği için onu azarlamak, dayak atmak ve yalnız bırakarak cezalandırmak sorunu daha da kötüleştirir. Sevildiğinden emin olmayan çocuk, bebek tarafından tehdit edildiğini hisseder.
Bu noktada çocuğun iki ihtiyacı vardır:
1-Sevgi ve güven
2-Kin ve öfke duygularını boşaltmak
Birinci ihtiyacı, çocuğunuza özel ilgi göstererek karşılayabilirsiniz. Her gün 10-15 dakika için de olsa bütün ilginizi büyük çocuğunuza verin ve birlikte ne yapmak istiyorsa onu yapın. Yaşına bağlı olarak bu zamanı oyun oynamak, kucaklamak ya da bebek gibi davranarak geçirmek isteyebilir. Neye ihtiyacı varsa birlikte onu yapmak isteyecektir. Bebeklik resimlerini gösterip doğumunu ve bebekliğini ona anlatabilirsiniz. Kin ve öfke duygularını boşaltma ihtiyaçlarını çocuğun ağlamasına ve öfkelenmesine izin vererek karşılanabilir. Küçücük bir bahane büyük bir öfke nöbeti doğurabilir ve bu patlamaların kabul edilmesi gerekir.
Çocuğunuz kasıtlı olarak bebeği incitecek şeyler yapıyorsa, bunu hemen engellemek gerekir. Bunu çocuğunuzun kendisini reddedilmiş hissetmesine neden olmadan yapmanın en iyi yolu, ona sıkıca sarılmak ve nazik ama kararlı bir şekilde onu kollarınızda, bebekten uzak tutmaktır. Saldırgan davranışı bu şekilde engellenen çocuk, muhtemelen öfkelenmeye ve ağlamaya başlayacaktır. Ağlaması, çocuğunuzu incittiğinizi göstermez. Tam tersine, ona öfkesini boşaltma fırsatı vermiş olursunuz. Bütün gücüyle itiraz edip kollarınızdan kurtulmaya çalışabilir, ama böyle zamanlarda kararlı bir şekilde onu tutmaya devam etmeniz gerekir. Bebeğe zarar vermemesi için onu tutmaya devam etmeniz gerektiğini söyleyebilirsiniz. Bir süre sonra gitmesine izin verip, davranışlarını gözlemleyin. Bebeğe karşı saldırgan davranışları devam ediyorsa bir süre daha ona sarılabilirsiniz. Çocuğa ceza ya da intikam duygusuyla değil sevgiyle sarılmak çok önemlidir. Öfkesi geçtikten sonra, çok daha rahatlamış olacak ve bebeğe çok daha sevecen davranacaktır.
Çocuğunuz duygularını sözel olarak ifade ediyorsa, bunları da kabul etmek gerekir. Çocuğun “Senden nefret ediyorum” ya da “Kardeşimden nefret ediyorum” gibi patlamalarının inkar edilmesi ve bu nedenle cezalandırılması yerine kabul edilmesi en iyi yaklaşımdır.
Anne-babalar için çocuklarından birinin diğerinden nefret ettiğini görmek çok acı vericidir. Bu nedenle, “Aslında ondan nefret etmiyorsun” ya da “Böyle şeyler duymak istemiyorum” gibi şeyler söyleme eğilimindedirler. Bunun yerine çocuğa “Neler hissettiğini anlıyorum. Bebeğin her dakika ayakaltında olması senin için çok zor olmalı. Eminim onun geldiği yere gitmesini ve üçümüzün eskiden olduğu gibi birlikte olmamızı istiyorsundur” demek çok daha yararlı olur. Böyle bir yanıt alan çocuk, kendini tümüyle anlaşılmış ve duygularını kabul edilmiş hisseder.
Oyuncağın Etkisi
Oyuncak bebek ile oynamak, hem kızların hem de oğlanların yeni bebeğe karşı duygularını ifade etmeleri için çok yararlı olabilir. Bebek doğduğunda, büyük çocuğunuza bir oyuncak bebek verebilirsiniz. Çocuğunuzun bebeği bir gün sevip kucakladığını ertesi gün ise ona vurduğunu ve yerlere attığını görürseniz şaşırmayın. Bu onun için önemli bir boşalma mekanizmasıdır ve oyuncak bebeğe vurması, gerçek bebeğe vurmasını engellemeye yardımcı olabilir. Çocuğunuz kardeşine saldırgan davrandığında ona oyuncak bebeği verip içinden bebeğe ne yapmak istediğini sorabilirsiniz. Kardeşine vuramayacağını ama oyuncak bebeğe içinden geldiği gibi davranabileceğini net bir şekilde anlatın.
İstikrarlı bir ödül ya da ceza kullanımıyla çocuğun kardeşini seviyor gibi davranmasını sağlamak mümkündür, ama bu yaklaşımla çocuğun altta yatan duyguları göz ardı edilmiş olur, çocuk öfke ve kızgınlık duygularını boşaltamaz. Bu duygular, bir çıkış yolu bulana kadar içten içe fokurdamaya devam eder. Oyun oynayarak, gülerek, gözyaşı ve öfke nöbetleriyle zararsız bir şekilde dışa vurulamayan bu duygular, çocuğun başka çocuklara ya da hayvanlara zarar vermesine, hatta anne-babasının görmediği zamanlarda kardeşine dolaylı biçimde zarar vermesine yol açabilir. Çocuk size ya da bebeğe vurduğunda onu cezalandırmak ya da “iyi” davrandığında bir şeker vererek onu ödüllendirmek cazip gelse de bu yaklaşım altta yatan sorunu çözmez.