Yeme Bozukluğu Olan Çocuğa Yaklaşım
Yeme Bozukluğu Nedir ?
Beslenmek hayatta kalmak gereken en önemli davranışıdır ve yeme davranışı, biyolojik,psikolojik ve sosyal özellikler barındıran bir davranıştır. Beslenme davranışı doğum öncesinden başlayarak, bebeğin dünyaya gelmesi ve anne sütünü emmesi ile anne ve bebek arasındaki bağın oluşumuna katkı sağlar. Zaman geçtikçe beslenmek çocuğun kendi başına gerçekleştirmek istediği ve bunu yaparken de bağımsızlığını ortaya koyduğunu düşündüğü bir eylem haline gelir. Beslenme sürecinde bir yaşından sonra iştahta azalmalar yaşanır ve bu normaldir. Çocuğun kilosundaki azalma ailelerin bu konuda endişelenmesine yol açabilir.
Çoğu ebeveynin “çocuğum yemek yemiyor” şikayetinde bulunduğuna rastlarız. Aslına bakılırsa gerçekten de çocuklukta yeme sorunlarına sık rastlanır. Yeme bozukluklarının gelişimi normal seyreden bebeklerde ve çocuklarda görülme oranı % 25-45’dir. Sağlıklı çocuklarının ebeveynlerinin %20-60’ı çocuklarının yeterli beslenmediğini düşündükleri saptanmıştır. Gelişim geriliği bulunan çocuklarda oran %80 civarındadır. Kız çocuklarında ve daha çok kardeşi olan çocuklarda beslenme bozukluklarının daha fazla görüldüğü belirlenmiştir. Yeme bozukluğu olan çocuklarının hastalık öyküleri alındığında ailelerinde benzer bir öykünün bulunduğu saptanmıştır.
Çocuklarda beslenme bozuklukları nelerdir?
Unutulmamalıdır ki, az yemek ya da yemek seçmek her zaman için çocuğunuzun beslenme bozukluğu olduğu anlamına gelmemektedir. Yeme bozukluklarının doğru teşhisi, bu bozukluğun nedenleri ve tedavisinin doğru bir şekilde yapılması ileri yaşlarda yaşanacak sağlık sorunlarının önüne geçmekte önem taşır.
Çocuklukta sık görülen yeme bozuklukları şöyle sıralanabilir;
Pika Sendromu
Çocukların yiyecek niteliği taşımayan böcek, dışkı, yaprak, saç, boya, kumaş kil, toprak, kum, kağıt ya da kireç gibi maddeleri bir aydan uzun bir süre tüketmesidir. Pika sendromunun teşhisi için iki yaş ve sonrası uygun olacaktır. İki yaş öncesinde bebeklerde bulunulan gelişim dönemi gereği nesnelerin ağza götürülmesi normaldir. Pika sendromuna sahip çocuklarda tırnak yemek, parmak emmek de görülür. Pika sendromu otizm sprektrum bozukluğuna işaret edebililir.
Erkek cinsiyet, zeka geriliği, şizofreni, otizm spektrum bozukluğu risk faktörleri arasındadır. Pika sendromunun yoğunluğu zeka geriliğinin düzeyi ile bağlantılıdır. Demir, çinko ve mineral eksikliklerinin pika sendromu ile ilişkili olduğu bilinmektedir fakat bunun neden mi sonuç mu olduğu henüz bilinmemektedir. İshal, bağırsak tıkanıkları, enfeksiyon, kurşun zehirlenmesine yol açabilir.
Yapılan çalışmalar, düşük sosyoekonomik düzey, anne yokluğu, anne ile yetersiz bağ kurulması, aile yapısında bozukluk, ihmal ve istismar gibi faktörlerin pika sendromu ile ilişkili olduğunu ortaya koymuştur. Pika sendromu görlen çocukların aile öykülerinde de bu rahatsızlığa rastlanır. Çocukluk döneminde yaşanan pika sendromu ile yetişkinlikteki blumia nervosa arasında yüksek korelasyonun bulunduğu çalışmalar vardır. Temelinde anksiyete ve aşırı kaygı yatabilir.
Ruminasyon Bozukluğu
Çocuklarda her yaşta görülebilir. En az bir ay ya da daha fazla süreyle haftada pek çok kez yiyeceklerin ağza gelmesidir. Çocuğum yediğini çıkarıyor diyen ebeveynlerin bahsettiği problem genellikle budur. Çocuklar yemek yedikten ve bunlar sindirime uğradıktan sonra bir çaba sarf etmeksizin, bulantı, kusma, öğürme ya da tiksinme belirtileri olmadan ağza gelir. Çocuk bunları yutabilir ya da çıkarabilir. Çocuklar genellikle rahatlamış hissederler ancak tedavi edilmediğinde ciddi kilo kaybına, mide problemlerine ve gelişim geriliğine yol açabilir.
Çocuğun hayatının erken zamanlarında anne ile ilişkisinin yetersiz olması, kısıtlılık, uyarandan yoksun olma ve ihmal çocuğun dış dünyadan gereksinim duyduğu hazzı ve doyumu bulamamasına ve bunu kendi içinde aramasına neden olur. Çocuk yemekleri tekrar ağzına getirerek onları yeniden çiğner, yutar ve kendini bu yolla yatıştırır. Bu çocuğun gerginlikten kurtulma yolu olabilir.
Çocukların her kusma davranışı ruminasyon değildir. Ruminasyon denebilmesi için çocuğun yiyeceklerin ağza gelmesinden hoşnut olması gereklidir. Çocuğum yediğini kusuyor ne yapmalıyım? diyen ebeveynler bu yeme bozukluğunun tedavisi ve tanısı için hem bir hekimden hem de çocuklar konusunda uzman bir psikologtan, pedagogtan yardım almalıdır.
Kaçıngan- Kısıtlayıcı Yeme Bozukluğu
Bu bozukluk çocukların gerekli kalori miktarını alamamasına neden olur. Çocukların, yiyeceklerin tadı, kokusu, yoğunluğu sebebiyle ya da yemeğin boğulmaya, kusmaya ya da mide ve yemek borusunda yanmaya neden olabileceği korkusu ile yemek yemeye ilgisiz olmalarıdır. Çocuk yemekten kaçmaya başlar. Besin alırken çeşitli gruplardan almaz, yeni besinler denemek istemez.
Bunu çocuklukta normal olarak görülen yemek seçme ile karıştırmamak önemlidir. Bu sorun bir boğulma tehlikesi atlattıktan sonra gelişebilir. Çocuk yine aynı şeyi yaşamaktan korkar. Bu tip çocukların duyusal olarak hassas oldukları gözlenmiştir. Bozukluk, gelişim problemlerine, okul çağındaki çocuklarda akademik başarısızlıklara, davranışsal problemlere yol açabilir. Tedavi edilmezse, anoreksiya nervoza ya da blumia rahatsızlığına dönüşebilir. Çocuğum yemek seçiyor diyen ebeveynler bu konuda çocuklarını dikkatle gözlemelidir. Tedavi için bir pedagog ya da çocuk psikoloğundan yardım almak gereklidir. Bu tarz yeme bozukluklarında bilişsel davranışçı yaklaşımlar kullanılır ve bir aile terapisti ile çalışmak da bu sorunun çözülmesinde önemlidir.
Aşırı Yemek Seçme
Çok az sayıda ve çeşitte yemek yeme ile karakterize olan bir yeme bozukluğudur. Besinlerin çeşidi, markası dahi önem taşır. Bu rahatsızlık otizm spektrum bozukluğu olan çocuklarda yaygın olarak görülmekle birlikte normal gelişim gösteren çocuklarda da rastlanır. Kız çocuklarına nazaran erkek çocuklarda daha çok görülür. Aşırı yemek seçen çocukların duyusal hassasiyetleri de fazladır.
Bu çocuklar yiyeceklerin her detayına (yüzeyine, şekline, kokusuna ) dikkat ederler. Bu bozukluğa sahip çocukların mutlaka zayıf olması beklenmemelidir. Sevdikleri yiyecekleri fazlaca tüketebilirler. Bu noktada anoreksiya nervoza ve blumia gibi yeme bozukluklarından farklıdır. Kilo alımı ya da beden algısı ile ilgili bu rahatsızlıktan kaynaklanan bir sorun yoktur. Sosyal ortamlarda yemek seçmelerinden kaynaklı sıkıntı yaşayabilirler
Yemek Reddi: Çocuklar yemek yemelerinin ya da yememelerinin çevrelerinde bir etkisi olduğunu gözlemlemişlerdir. Bu sebeple reddedilen belli bir yiyecek ya da yemeyi reddetmenin belli bir zamanı bulunmaz. Bir yerde yerken bir yerde yemeyebilir. Bu çocuklarda kilo problemlerine rastlanmaz. Çocukların bu davranışlarının altında üzüntü, kaygı olabilir. Bir ruh sağlığı uzmanından destek alınıp, psikolojik sebepler ortadan kaldırılınca davranış da düzelir.
Kısıtlı Yeme
Çocuğun iştahının olmamasıdır. Anoreksiya nervoza ya da blumiada olduğu gibi kiloya takıntılı olma durumu yoktur. Az yemeye bağlı kiloları düşük olur.
Anoreksiya Nervoza
Çocuklukta ve ergenlikte en çok görülen yeme bozukluklarındandır. Beden endeksinin 17’nin altına inmesidir. Çok ciddi bir rahatsızlıktır ve bireylerin yaşamlarını tehdit eder. Anoreksiya nervoza bir anda belli olan bir rahatsızlık değildir. Anoreksiyanın başlangıcında kiloyu devamlı kontrol, kilo verme vardır. Anoreksiya nervozanın temelinde psikolojik sorunlar yatar. Psikolojik sorunlar doğrudan sebebi olmasa da risk fakstörleridir.
Anoreksik bireyler, mükemmelliyetçi, hırslı, güçlü iradelidir. Anoreksiyanın belirtileri ve sonuçları; Yağ oranının azalmasıyla adet gören kızların adetlerinde düzensizlikler ve kesilmeler olabilir. Uzun süreli açlığın yol açtığı depresif belirtiler, zihinsel/bilişsel aksamalar, konsantrosayonda güçlük ortaya çıkar. Kusmadan dolayı gastrointestinal sorunlar ve kendini parmakla kusturmaktan dolayı da parmaklarda değişiklikler, zedelenmeler ortaya çıkar. Kronik hale gelen kusmalar, tükürük bezlerinde sorunlara yol açar. Tükürük bezleri şişer bu da anoreksiya nervoza rahatsızlığı bulunan kişilerin yanaklarının dolgun durmasına sebep olur. Bu dolgunlukla olduklarından daha kilolu durabilirler. Çocuklarda anoreksiya nervozanın tipik belirtileri bulunmaz.
Kızlarda daha çok rastlanır. Çocukluk çağında anoreksiya nervoza belirtileri; Kilolu olmasına rağmen sürekli tartılır ve kilo almaktan korkar, belirgin derecede kilo kaybı yaşanır, tartıdaki kilosu ve aldığı besinlerin kalorisi ile takıntılı şekilde uğraşma, bedeni ile ilgili yanlış düşüncelere sahip olma ve aşırı spor yapma olarak sıralanabilir. Anoreksiya nervozanın nedenleri ise; Ailede anoreksiya nervoza ya da blumia öyküsünün olması, endişeli olma, mükemmelliyetçi olma, boşanma, ayrılık, yas, başa gelen travmatik yaşantılar olabilir. ,
Diğerleri tarafından kilosu sebebiyle dışlanan ve bunu takıntı haline getiren çocuklarda da görülebilir. Annenin kişiliği, tutumları ve anne- bebek bağlanması da anoreksiyaya yatkınlığa olabilir. Anne endişeli, kontrolcü, çocuğun duygusal stresini sürekli azaltmaya uğraşan, çocuğun öğrenme olanaklarını sınırlayan bir yapıdaysa çocuk olumsuz etkilenir.
Anoreksiya nervoza tedavisi
ilaç tedavisi (farklı ilaçların kullanımı için doktor ve psikiyatrist kontrolünde bir tedavi) veya psikoterapi desteği ya da her ikisi eş zamanlı olarak uygulanır. Psikolojik destek veren uzmanlar bu tip sorunlarda bilişsel- davranışçı terapi, kişilerarası terapi yaklaşımları uygulanır. 15 yaşın altındaki çocuklarda aile terapisi çok önemlidir. Aile temelli tedavi anoreksiya nervozanın tedavisi için kritiktir. Bu türden yeme bozukluğunun tedavisinde kullanılan ilaçlar, antideprasanlar, antipsikotiklerdir.
Antidepresanların kullanımını desteklemeyen uzmanlar da bulunmaktadır. Kullanılan antipsikotik ilaçlar ise, “Olanzapin”, “Ketiapin”, “Amisülpirid” ve “Aripiprazol” olarak sıralanabilir. Ancak unutulmamalıdır ki kullanılacak her türlü ilaç doktor/psikiyatrist kontrolünde olmalıdır. Psikiyatristle birlikte ilaçlara başlanmalı ve kontrollü bir şekilde başlanmalıdır. Aksi taktirde ilaçların yan etkileri daha büyük sorunlara yol açabilir.
Blumia Rahatsızlığı
Çocuklarda nadir olarak görülür. Yedi ve on üç yaş arasında en sık rastlanır. İki saatten daha kısa bir zamanda çok fazla yemek yeme, bu sırada yeme dürtüsünü kontrol edememe görülür. O zaman dilimi geçince yaptıklarından pişman olurlar, suçluluk ve utanç hissederler bu sebeple de yaptıklarını telafi etmek isterler. Kendini kusturma, laksatif kullanımı ve yemek yemeyi kesip aşırı diyete girme, aşırı egzersiz görülür.
Anoreksiya nervozadan farkı blumia rahatsızlığı olan kişiler de tıpkı anoreksiya nervoza rahatsızlığı olan kişiler gibi kilo alacaklarından kaygı duyarlar ve beden algıları bozulmuştur fakat bu onları aşırı tüketmekten alıkoymaz. Bireyler o kısa zaman dilimi içerisinde aşırı tüketirler (tıkınma tarzında) ve bunu kontrol edemezler. Genellikle yalnız başlarına yemek yerler çünkü bu rahatsızlıklarını saklamaya uğraşırlar.
Anoreksiya nervoza olan kişilerden daha dürtüsel davranırlar ve daha az obsesiflerdir. Blumia rahatsızlığı olan bireyin geçmişinde travmatik yaşantılar olma ihtimali yüksektir. Yaşamın erken yıllarında yaşanan herhangi bir istismar duygu kontrolünü zorlaştırdığı gibi özgüvende de tahribat yaratır. Blumia hastaları çok sıkı diyetler yaparlar. Blumia tedavisi için bir psikologtan/psikolojik danışmandan yardım almak gerekir.
- Belirli yiyecekler karşı fobik tepkiler verme: Fobik tepkiler genellikle yaşanan travmatik bir olaydan kaynaklanır. Bir çocuk psikoloğu, pedagog yardımıyla çözülebilir.
- Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu (Binge Eating Disorder): Çocuğun ihtiyacı olandan çok daha fazla gıda tüketmesidir. Hızlı yeme, doyacak kadar yemesine rağmen devam etme, yalnız başına yemek yeme belirtileridir.
Blumia nervoza tedavisi
Blumia nervoza tedavisi de tıpkı anoreksiya nervoza tedavisi gibi hem ilaç desteğini hem de psikolojik desteği gerektirir. Blumia nervoza tedavisinde psikoeğitim de önemlidir. Bu hastalık için koşullar ve bulgular ağır derecede değilse hastaneye yatmadan tedavi edilebilir. Blumia tedavisinde ulaşılmak istenen sonuç çocuğun beslenme davranışını ve şeklini düzeltmek ve kişinin bu davranışları kontrol edebilmesini sağlamaktır.
Bir ruh sağlığı uzmanından (psikolog, pedagog) yardım alınmalıdır. Yaygın olarak bilişsel davranışçı terapi uygulanır. Eğer bilişsel davranışçı terapi ile istenen sonuç alınamazsa kişiler arası terapi yaklaşımı kullanılır. Bu iki terapi yaklaşımından farklı olarak motivasyonel terapi ve aile terapisinin kullanılması da önerilen yaklaşımlardandır.
Blumia nervoza tedavisinde kullanılan ilaçlar antidepresanlar, antiepileptikler ve serotonerjik antogositleridir. Antidepresanlar; SSRI ve sonrasında ise TSA kullanılır. TSA’lardan “imipramin”, “amitriptilin”, “desipramin” tıkınırcasına yeme sıklığı, depresyon ve anskiyete semptomlarını azaltır. Fakat bu ilaçların yan etkileri olması nedeniyle çocuk hastalarda ilk kullanılanlar değildir. “Fluoksetin” (antidepresan) de hastalığın tekrar etmesini önlemeye yardımcı olduğu gibi depresif belirtileri de azaltır.
“Fluvoksamin”, “Fluoksetin” için en sık tercih edilen alternatif ilaçtır. “Fluoksetin” blumia nervoza tedavisinde en çok tercih edilen antidepresandır. Ayrıca kullanılan antidepresanlar, “Reboksetin”, “Duloksetin”, “Trazodon” dur. Bu ilaçların etkisi sınırlıdır. Bunlara ek olarak “Topiramat” temel bulgularda ilerleme kaydedilen bir antiepileptik ilaçtır. Kullanılan serotonerjik antagonositleri; “Ondansetron”, “Lityum”, “D-fenfluramin”, “Naltrekson” olumlu ilerlemeler kaydedilen ilaçlardır. Yukarıda ismi geçen ilaçlara mutlaka gerekli doktor\psikiyatrist kontrolünde başlanmalı ve kullanımı sonlandırılmalıdır. Bahsedilen ilaçlar doktor kontrolünde alınmadığı taktirde yan etkiler olacaktır.
Çocuklarda yeme bozukluğu belirtileri

Yeme Bozukluğu Tedavisi
Çocuklarda yeme bozukluklarının belirtileri arasında; Anemi, kiloda azalma, kas kütlesinde azalma, kuru deri, saçların doğal halini kaybetmesi, tırnakların kırılganlığı, kronik ishal, yaraların daha geç iyileşmesi, kemik ve eklem ağrıları, büyüme geriliği, huzursuzluk sayılabilir.
Yeme bozukluklarının nedenleri nelerdir?
Yeme bozukluklarının derinine bakıldığında bu aslında doğrudan yemeklerle değil de duygularla, psikolojik süreçlerle ilgilidir. Yeme bozukluklarının sebepleri, depresyon, zorbalık, taciz, travmatik yaşantılar, genetik faktörler,hormonlar, anne- bebek bağı, sosyal faktörler ve çocuğa bakan kişinin beslenme alışkanlıklarıdır. Çocuklarda yeme bozuklukları, ebeveynlere çocuklarının psikolojik durumu ile ilgili işaretler verir.
“Çocuğum yemek seçiyor, yemek yerken midesi bulanıyor, çocuğum yemek yemiyor kusuyor, çocuğum yediğini çıkarıyor” gibi şikayetleriniz varsa bunlar muhtemelen fiziksel, biyolojik sebebplerden ziyade psikolojik sebeplerden kaynaklanıyordur. Çocuklar kendilerini güvende hissetmediğinde, anksiyete söz konusu olduğunda yeme bozuklukları görülür.
- Anne ve bebek etkileşiminde sorunlar varsa (Annenin yagın anlsiyete bozukluğu rahatsızlığı,annede var olan obsesif kompulsif bozukluk, annenin yeme bozukluğu varsa, anne yoksa)
- Çocukta travma yaşantısı varsa (Çocuğun yemek ile ilgili organlarını etkileyen olaylar yaşandıysa, yutma ve boğulma ile ilgili bir korku geliştiyse)
- Çocuk duyusal olarak hassassa ( besinlerin rengi, görünüşü, dokusu, yoğunluğu vb.)
- Çocuğun biyolojik/tıbbi bir rahatsızlığı olması
- Çocukta zeka geriliği olması
- Ailenin yeme alışkanlıkları
- Aile bireylerinde yeme bozukluklarının olması
- Çocuğun yeme davranışına ve vücuduna yapılan olumsuz eleştiriler
- Aile içi şiddet ve iletişim sorunları (Aile içinde kendini ifade etme olanağı olmayan çocuklar duygularını açıklayamayan çocuklar bunu yemeği kullanarak açığa vururlar ve baş etme aracı olarak yemeği kullanırlar.)
- Çocuğun benlik saygısı ve özgüven düzeyi
- Problemli aile yaşantısı (Çocuk evdeki problemlerden doğan stresi azaltmak için tek kontrol sahibi olduğu yemeğe yönelebilir. Çocuk bu şekilde kendini rahatlatır.
- Aile ve çevredeki bireylerin sürekli diyet yapması, bedeninden hoşnut olmaması da çocuğu etkiler.
Ailelerin tutumları her psikolojik rahatsızlıkta olduğu gibi burada da çok önemlidir.Ailenin çocuğun beslenmesi ile ilgili olarak kontrol eden, müsahama gösteren, ihmal eden, hassas ve sorumlu davranan olarak dörde ayırırız. Buran en sağlıklısı hassas ve sorumlu ebeveynlerdir. Bu tip aileler birlikte yemek yer, sağlıklı yiyecekler sunar, sunulan alternatifler arasından çocuğun istediğini yemesine müsaade eder, çocuğa yeme konusunda baskı yapmaz, zorla yemek yedirmez.
Çocuklarda yeme bozukluğunun üstesinden nasıl gelinir? (Anne ve babalara öneriler)
- Aileler çocuk üzerinde aşırı kontrolcü tutumlar sergilememelidir. Ailenin aşırı kontrolcü olması çocuğun yemeği kendi sınırılarını çizmek için kullanmasına neden olabilir.
- Çocuğa yapamayacğı kadar yüksek hedefler koymak ve beklentiyi hep yüksek tutmak iyi değildir. Bu onun özgüvenini ve öz değer algısını olumsuz etkiler. Yeme bozukluklarının psikolojik temelli olanlarının ortaya çıkmasında bu kavramlar önemlidir.
- Çocuklar ergenlik öncesi, ergenliğin kendi bedeninde yaratacağı değişimlerle ilgili bilgililendirilmeli, bu değişimlerin normal olduğu söylenmelidir. Çocuk fiziksel değişimleri sebebiyle eleştirilmemelidir.
- Çocuğun duygularını ifade etmesine izin verilmelidir. Duygularını ifade edemeyen çocuklar bunu ancak yemekle yapabileceklerini düşünebilirler.
- Çocukların da bunu yapmaması için aile olarak siz de besinleri iyi kötü diye etiketlemeyin. Kötü dediğiniz besinleri yiyen çocuğunuzda bundan dolayı suçluluk ve utanç duyguları oluşabilir.
- Çocuklar doyduklarını söylediğinde onlara ısrar etmeyin. Tabağındaki her şeyi bitirmeye zorlamayın. Bunun yerine tabağına daha küçük porsiyonlar koyun ve doymazsa kendisi isteyecektir.
- Yemeklerde çocuğunuza alternatifler sunun ve seçtiğini yemesine izin verin.
- Yemekleri masada yiyin. Televizyon, tablet karşısında yemek yemesine izin vermeyin.
- Yemeğin belli bir süresi olsun. Çok uzun ve kısa zaman dilimlerinde yemek yemeyin. 20-30 dakika idealdir.
- Davranışlarınızla rol model olun. Kendi bedeninizle barışık olun bu çocuğunuza da güven verecektir. Siz de masada yiyin, ayakta atıştırmayın, yemek seçmeyin.
- Kendi kendine yemesine izin verin. Etraf pislense dahi bunu sorun etmeyin ki kendi başına yesin ve bunu kontrol edebilsin.
- Yemek yerken baskıcı olmayın.
- Besin çeşitliliği için ona yeni gıdalar verin. Bunu ısrarcı bir tutumla yapmaktansa aşamalı olarak yeni yiyecekleri sunun. Israr ettiğinizde bu çocukta geri tepecektir.
Yeme bozukluklarının zararları
Yeme bozuklukları pek çok hayati organı etkiler, işleyişini sekteye uğratır. Kalp ve damar sisteminde, sindirim sisteminin işleyişinde bozulmalar yaşanır. Kusma davranışı yemek borusunda zedelenmelere, tükürük bezi şişmelerine, kabızlık, bağırsak tıkanmalarına neden olur. Kızlarda adet düzensizlikleri ve kesilmeler meydana gelir. Hormonların salgılanmasını etkiler. Kemik erimeleri, dişlerde çürümeler, diş minesinde erimeler meydana gelir. Vücudun savunma sistemini zayıflatır.
Yeme bozukluğu testi
Yeme bozukluğunun tanısında ve tedavisinde değerlendirme ölçekleri oldukça işe yarar. Bu yardım aldığınız uzmanın sorunu, ihtiyacı tespit edebilmesinde ve değerlendirmesinde önem taşır. Çocuğunuzun yeme davranışını değerlendirmek için; “Çocuklarda Yemek Yeme Davranışı Ölçeği”, “Pediatrik Yeme Davranışsal Değerlendirme Skalası”, “Çocuklarda Yeme Davranışı Anketi”, “Hollanda Yeme Davranışı Anketi” (7-12 yaş çocukların yeme davranışlarını değerlendirmek için uyarlanmıştır.), “Blumia Test-Gözden Geçirilmiş” (BULIT-R), “Kilo Verme Beklentisi Ölçeği” (WLES), gibi çok çeşitli ölçekler bulunmaktadır. Farklı ölçeklerde çocukların yeme davranışları, ailelerin tutum ve davranışları, ailenin çocuğun yemesine ilişkin algısı, çocukların yemek tercihleri, çocuğun iştahı gibi faktörler belirlenir.
Yeme bozukluklarının değerlendirilmesinde tek bir yaklaşım yoktur. Bu psikolojik, biyolojik nedenleri ve yine psikolojik ve tıbbi sonuçları olan bir rahatsızlıktır. Tıbbi değerlendirmeler ve bunun yanında psikolojik yardım alınmalıdır. Çocuk ile görüşülmeli, aile ile görüşülmeli ve çocuk ve ebeveynlerle birlikte görüşülmelidir. Yeme bozukluğu pek çok fiziksel belirtisi olan bir hastalıktır. Dolayısıyla fiziksel bir değerlendirme de yapılmalıdır. Yeme bozukluklarının değerlendirilmesinde farklı disiplinlerden uzmanlar işbirliği yapmalıdır. Doktor, diyetisyen, psikolog/pedagog ve aile terapisti olmalıdır.
Yeme Bozukluğu Tedavisi
Yeme bozukluklarının tedavisi çok boyutludur; fiziksel,psikolojik, psikosoyal boyutları vardır.Öncelikle bilinmelidir ki yeme bozuklukları çocukların yaşadıkları bir başka sağlık sorunundan da kaynaklanabilir. Uzman doktorlar gerekli tıbbi değerlendirmeyi ve tedaviyi uygularlarsa sorun çözülebilir.
Yazıda belirtildiği üzere yeme bozuklukları genellikle psikolojik kökenli rahatsızlıklardır. Bu sebeple bir hekimden (genel sağlık için uzmanlaşmış doktorlar ve psikikotik ilaçların kullanımı için psikiyatrist) ve bunun yanıda bir ruh sağlığı uzmanından destek almak gerekmektedir. Bu bir çocuk psikoloğu, pedagog olacaktır. Yeme bozuklukları olan çocuklarla çalışırken davranışçı, bilişsel davranışçı ya da kişiler arası psikolojik danışma yaklaşımı kullanılır.
Çocuklarda yeme bozukluklarının gelişiminde aile çok önemli olduğundan bir aile terapisti ile çalışıp aile danışmanlığı hizmeti alınması önemlidir. Terapinin yanı sıra gerekli görüldüğünde bir diyetisyenle konsültasyon (işbirliği) yapılmalıdır. Çocuğun beden kitle indeksi, alması gereken kalori miktarı diyetisyen kontrolünde belirlenir. Bazı durumlarda hastanede tedavi gerekli olabilir. Buna uzman hekimler belli kriterlere göre karar verirler.